Ana SayfaYazıSiyasetZulüm Bizdense Ben de Bizdenim (!)

Zulüm Bizdense Ben de Bizdenim (!)

Ayşe Yaren Sağlam

Zulüm Bizdense Ben de Bizdenim (!)

Amerikalı barış aktivisti Rachel Corrie, Filistin’de İsrail ordusu tarafından öldürüldüğünde Rachel’dan geriye onun direnişi ve hafızalara kazınan şu sözü kalmıştır: “Zulüm bizdense ben bizden değilim.”

Pek tabi “zulüm” denilince hepimizin aklına birçok isim gelir: Doğu Türkistan, Filistin, Gazze, Pakistan, Afrika, Türkiye… Sahi geliyor mu akıllarımıza Türkiye?

Pekala, bir eyleme “zulüm” diyebilmenin kriteri nedir? İnsanlara topla tüfekle saldırmak mı zulümdür illa, çocukları öldürmek mi yoksa kutsal mekanları bombalamak mı? Sahi, kanunen yasaklı olmasına rağmen lohusa kadınları tutuklamak, bebekli anneleri hapsetmek, insanları tutuklu veya hükümlü oldukları için en temel hakkı olan sağlık hakkından yararlandırmamak ya da bir çocuğun tek başına kanserle mücadele etmesine sebep olmak… Ya da duymaya alışık olmadığımız şeyleri söyleyen herkesi “terörist” olarak nitelendirmek…Bunlar da zulüm kriterlerini sağlıyor mu sevgili okur?

Pekala zulme ses olma noktasında birini diğerinden daha önemli, ses çıkarmaya layık kılan nedir? Ben vereyim cevabını: politika ya da Cemil Meriç’in ifadesi ile “çıkarlar konuşunca vicdanlar susar.”

Aynı şekilde başka bir ifade ile “Siyasetle ilgilenmeyen aydınları bekleyen sonuç, cahiller tarafından yönetilmeye razı olmaktır. Asıl önemli olan ve memleketi temelinden yıkan, halkını esir eden, çerideki cephenin suskunluğudur.” der Mustafa Kemal.

Bizler cephedeki çerileriz ve suskunluğumuz memleketin yıkılmasına sebep olacak. Fakat bundan da önemli olan bir şey var: Evet, bu toprakların üstünde olan bir değer var, insan hakları. İnsan haklarına bu toprakların üzerinde bir değer diyorum çünkü bu toprakları toprak yapan bizleriz insanlar. Türkiye’yi Türkiye yapan Almanya’yı Almanya yapan ve daha nice devletleri devlet yapan yurttaşlarıdır. Yapılan haksızlıklara her sessiz kalışımızda, kaybettiğimiz her insanda aslında bizler kaybediyoruz insanlığımızı, vicdanlarımızı, geleceğe dair en büyük teminatımız olan insan haklarını. Her sessiz kalışımızda tüm bu kaybedişlerimize bir kürek toprak da biz atıyoruz. Yanı başımızdaki acıları göremez hale geliyoruz.

Bir gün cüzdanımızdaki parayı kaybediyoruz, başka bir gün üniversitesinin bağımsızlığını isteyen bir öğrenciyi. Bir gün hasta bir tutukluyu kaybediyoruz, başka bir gün tutuklunun dışarıda bekleyen hasta evladını. Bir gün cinsel yöneliminden ötürü toplumda kabul görmeyen bir genci kaybediyoruz, başka bir gün ağır çalışma şartlarından yorgun düşen bir doktoru. Kaybediyoruz, kaybettiğimiz de biziz, kaybettiren de. Bizler sessiz kaldıkça da kaybetmeye devam edeceğiz.

“Halk, hükümetinden korktuğu zaman tiranlık; hükümet, halkından korktuğu zaman özgürlük vardır.” der Thomas Jefferson. Bizler özgür halklar olacağız!

Daha özgür zamanlarda daha umutlu satırlarda buluşalım sevgili okur, var olun.

_________________________________________________________________

Öteki Hareketi olarak benimsediğimiz ilkeler gereği ırkçılık, ayrımcılık ve nefret söylemi içermeyen, şiddete teşvik etmeyen, militarist içerikli olmayan her yazı sitemizde yer bulacaktırÖteki Hareketi aracılığıyla sitede yayınlanan yazılar/şiirler yazarların kendi düşüncelerinden oluşmaktadır. Öteki Hareketi’ne māl edilemez.

RELATED ARTICLES

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Most Popular

Recent Comments