“KAPALI KURUMLARDA İNSAN HAKLARI VE ÇOCUK MAHPUSLAR” : ZAFER KIRAÇ
14 Kasım 2020 tarihinde Öteki Hareketi olarak, aktivist Zafer Kıraç ile bir webinar gerçekleştirdik. Hapishanesiz Toplum Komisyonu öncülüğünde düzenlenen ’’Kapalı Kurumlarda İnsan Hakları ve Çocuk Mahpuslar’’ konulu webinarda Zafer Kıraç, moderatörümüz Nurefşan Kaynak’ın ve katılımcıların sorularını yanıtladı.
“KAPALI KURUMLAR İKTİDARIN GÜCÜNÜ GÖSTERDİĞİ YERLERDİR!”
Hapishanelerin, ruh sağlığı hastanelerinin, yetiştirme yurtlarının, karakolların, emniyet müdürlüklerinin, adliyelerin, huzurevlerinin, askeriyelerin, okulların ve sığınma evleri gibi birçok yerin kapalı kurumlar olduklarını açıklayarak sözlerine başlayan Zafer Kıraç; kapalı kurumların şiddet ürettiği önermesine örnek olarak herkesçe bilinen Stanford Hapishane Deneyi’ni gösterdi. Ayrıca, tarihten bugüne kapalı kurumların iktidarların güçlerini gösterdiklerini yerler olduğunu da sözlerine ekledi. Oralardaki kötülüğü ve işkenceyi önleyecek ve bağımsız izleme yapacak bir mekanizmadan da yoksun olduğumuzu söyledi.
“BU ÜLKENİN GÖRDÜĞÜ EN EŞİT OLMAYAN İNFAZ YASASI!”
Son İnfaz Yasası öncesinde cezaevlerinde 305 bin civarı mahpus olduğunu ve yasanın ardından 40 bin kişinin çıktığını belirten Zafer Kıraç; “Pandemi dolayısıyla bu yasa hızlı çıkarıldı. Aslında bu ülkenin gördüğü en eşit ve adil olmayan, haksız yasasıyla maalesef mafya babaları elini kolunu sallayarak çıktı ama Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, Ahmet Altan gibi ismini sayamayacağım bir sürü gazeteci içerde kaldılar. Yani sadece mafya için çıkartıldı bu yasa.
“50 BİN KİŞİ KORİDORLARDA YATIYOR!”
Kapasitesi 250 bin olan cezaevlerinde şu an Türkiye’de 300 bin mahpusun bulunduğuna da dikkat çeken Kıraç, geriye kalan 50 bin kişinin koridorlarda, üç kişilik ranzalarda ve depolarda yatırıldıklarını da sözlerine ekledi. Kireç ve çimento torbalarının olduğu depolarda yatırılan mahpusların kanser riskiyle karşı karşıya oldukları söyledi. “Bu direkt kanserojendir. Bu bir işkencedir, yaşam hakkı ihlalidir!” ifadelerini kullandı.
“TOPLAM PSİKOLOG SAYISI 300’Ü BULMUYOR AMA 55 BİN GARDİYAN VAR!”
Cezaevlerindeki toplam psikolog sayısının 300’ü bulmadığını ve sosyal hizmet uzmanı sayısının da 350 civarı olduğunu söyleyen Zafer Kıraç, öğretmen sayısının da 650-700 dolaylarında olduğunu belirtti. Tüm bu sayıların aksine gardiyan/infaz koruma memuru sayısının ise 55 bin olmasına dikkat çeken Kıraç: “Adalet Bakanlığı ben rehabilite ediyorum, o yüzden kapatıyorum diyor. Toplumla uyumsuz kişileri uyumlu hale getireceğim diyor. Peki rehabilitasyonu kimle yapacaksınız, gardiyanlarla mı yapacaksınız? Bu mümkün değil!” ifadelerini kullandı.
“HAPİSHANE AÇARSANIZ DOLAR!”
Türkiye’de 9 adet çocuk cezaevi olduğunu ancak çocukların her ildeki hapishanelerde bulunduklarını belirtti Zafer Kıraç. Çocukların büyüklerin oldukları hapishanelerde ‘çocuk koğuşlarında’ tutulmalarının çok daha tehlikeli olduğunun da altını çizdi. “Pozantı’yı hatırlayın. Pozantı da çocuk cezaevi değildi, büyük cezaeviydi ve orda bir çocuk koğuşu vardı. Memurlar çocukları cezalandırmak için büyüklerin koğuşuna götürmüş, sonrasında taciz/tecavüz ortaya çıkmıştı!” şeklinde sözlerine devam etti. Çocuk hapishanelerinin kapatılması gerektiğini söylediğinde ‘romantik’ addedildiğini söyleyen Kıraç, Almanya’nın bunu başardığını ve artık çocukları hapsetmediğini belirtti. “Hapishane açarsanız dolar, hapishaneleri kapatmaya karar verirseniz de gerçekten kapatıyorsunuz!” dedi.
“ÇOCUK HAPİSHANELERİ MAFYAYA ELEMAN YETİŞTİRİYOR!”
Cezaevlerinde 300 bin mahpusun bulunduğu Türkiye’de rehabilitasyona para harcamak yerine yeni cezaevleri için inşaatlara para harcandığını belirten Zafer Kıraç, hapishanelerin kapatılması durumunda o enerjinin, paranın ve emeğin suçun önlenmesine harcanabileceğini dile getirdi. Ayrıca çocuk cezaevlerinin mafyaya eleman yetiştirdiğini de sözlerine ekledi.
“ÇOCUKLARDA TEKRAR SUÇ İŞLEME ORANI %70’LERE YAKIN!”
“Mahpuslar içeri girdiklerinden daha gerilemiş halde çıkmamalı. Onun devamı da var, der ki o kural; eksiklikleri varsa tamamlanmalı. Geldiği gibi de çıkmamalı, yani eğitim eksiği varsa tamamlamalısınız. Bağımlılığı varsa bağımlılığını gidermelisiniz. Öfke kontrolü varsa onu çözmelisiniz. Aile ilişkileri sorunluysa onu çözcek destek mekanizmaları kurmalısınız. Çünkü tekrar insanların arasına göndereceksiniz. Bırakın geldiği gibi göndermeyi biz psikolojik ve bedensel olarak daha berbat bir halde dışarıya bırakıyoruz. Sonra da onun gelmemesini düşünüyoruz oraya.Öyle bir şey yok. Tekrar dönüş oranı kimi zaman %50’lere yaklaşır, çocuklarda ise bu oran %70’lere yakın tekrar suç işleyip gelme oranı!” sözlerine ek olarak da Adalet Bakanlığı’nın 55 bin gardiyanla rehabilite etmesinin mümkün olmadığını yineledi.
“HER YIL 12 BİN ÇOCUK CEZAEVİYLE TANIŞIYOR!”
“2019 verilerine bakıldığında herhangi bir nedenle karakola gelen çocuk sayısı 120 bin. Korkunç bir sayı! 80 bini mahkemeye gitmiş. Bakın 120 bini karakolda polisle tanıştı ve belki orda dayakla tanıştı. 80 bin mahkemenin 40 bini cezayla sonuçlanıyor. Bunun yaklaşık 25 bini, hatta 28 bini denetimli serbestlikle geçiyor ama her yıl 12 bin çocuk cezaeviyle tanışıyor! Çocuk hapishaneyle tanışırsa devamı geliyor. O yüzden adalet sistemiyle çocuğun hiç ilişki kurmamasını sağlamak gerekiyor!” ifadelerini kullandı.