10 Ekim 2020 tarihinde Öteki Hareketi olarak Kaos GL Medya ve İletişim Program Koordinatörü Yıldız Tar ile bir webinar gerçekleştirdik. LGBTİ+ Komisyonu öncülüğünde düzenlenen ‘Covid-19 Sürecinde LGBTİ+ Topluluğu’ konulu webinarda Yıldız Tar, moderatörümüz Esra Varhan’ın ve katılımcıların sorularını yanıtladı.
10 Ekim Ankara Gar Katliamı yıldönümü dolayısıyla hayatını kaybedenleri anarak sözlerine başlayan Tar, daha sonra da pandemi sürecinin başladığı ilk günlerden itibaren LGBTİ+ bireylerin maruz kaldıkları hak ihlallerini ve karşılaştıkları nefret söylemlerini anlatarak sözlerine devam etti.
“NE İZLEYECEĞİMİZ DEVLET MESELESİ OLDU”
Ülkemizde ilk Koronavirüs’ün görüldüğü zamanlarda herkesin evlere kapandığı süreçte çocukların çizip camlara astıkları gökkuşağı resimleri üzerinden yine LGBTİ+ bireylerin dışlanmaya ve nefret söylemlerine maruz kaldıklarını söyleyen Yıldız Tar, ayrıca henüz yayınlanmamış bir dizideki “Osman” karakteri üzerinden de aynı muamelenin devam ettiğini söyledi. “Para vererek abone olduğumuz bir platformda ne izleyeceğimiz devlet meselesi oldu” ifadelerini kullanan Tar, devlet yetkililerinin de yaptıkları açıklamalarla toplumdaki LGBTİ+ karşıtlığının artmasına neden olduklarını söyledi.
“LGBTİ+LAR TEDİRGİNLİĞE HAPSEDİLDİ”
Pandemi sürecinin etkisiyle kapandığımız evlerin herkes için o kadar kolay kapanılacak bir yer olmadığını ve LGBTİ+ bireyler açısından evin güvenli bir liman olup olmadığının şüpheli olduğunun altını çizen Yıldız Tar, birçok LGBTİ+ kişiye şiddet uygulayan, onların aslında var olmasını engelleyen, cinayete kadar varan süreçlerde faillerin aileleri ya da aynı evde beraber yaşadığı kişiler olabildiğini belirtti. Tarihi istanbulun en yüksek tepesinde taksim escort kızlarla hızlı etkileşim imkanı. Koronavirüs sürecinin başından bugüne kadar hem toplumsal anlamda hem de kamu yetkililerinin politika, söylem ve eylemleri ile birlikte LGBTİ+ bireylerin tedirginliğe hapsedildiğini ve böylesine salgın, afet ve kitlesel travmalarda LGBTİ+’lar gibi halihazırda zaten kırılgan olan bir grubun kırılganlığının çok daha arttığını belirtti.
“İŞSİZ KALDIĞINIZDA TAMAMEN YALNIZSINIZ”
LGBTİ+ kişilerin istihdamı ve işyerlerinde maruz kaldıkları ayrımcılık ve kötü muamele ile ilgili de açıklamalarda bulunan Yıldız Tar, halihazırda var olan problemler üzerinde Koronavirüs pandemisinin etkilerini anlattı. Normalde LGBTİ+ olmayan bir kişinin yapacağı bir hata tolere edilirken LGBTİ+ kişilerin hatası dahi tolere edilmeyen kişiler olduklarının ve ayrımcılığın böyle işlediğinin altını çizdi. “Eğer ki LGBTİ+ bir kişiyseniz işsiz kaldığınızda ailenizle de görüşmüyorsanız tamamen yalnızsınız bu hayatın içerisinde” diyerek mevcut gerçekliği gözler önüne seren Tar, sözlerine şu şekilde devam etti: “Çünkü; sadece kan bağına dayalı ya da sıcak yuva mitleri dışında aile sosyal bir kurumdur ve maalesef ki Türkiye’de bütün sosyal hizmetler, sosyal politikalar da aile üzerinden ilerlediği için o çekirdeğin dışına itildiğiniz anda her şeyden mahrum hale gelmiş oluyorsunuz.”
Covid-19 pandemisi sürecinde tehlike altındaki grupların başında gelen seks işçileri ile ilgili de “Seks işçiliği Türkiye’de en kayıt dışı, esnek, şiddete açık şekilde çalışmak durumunda kaldığı ve sosyal güvencenin olmadığı bir yerde. Siz eğer ki o gün çalışmadığınızda ertesi gün kiranızı ödeyemeyecekseniz Koronavirüs çoğu kişi açısından hayatlarının temel gündeminde değil. Çünkü hayatın temel gündemi o kirayı ödeyebilmek.” ifadelerini kullandı.
“LGBTİ+LARIN KONUŞULDUĞU PROGRAMLARDA DAHİ BU KİŞİLER ÖZNE DEĞİL”
Moderatörümüzün medyada LGBTİ+ bireylerin yer almaları, medya izleme raporları ve kullanılan nefret dili ile ilgili sorularının ardından Yıldız Tar, LGBTİ+ bireylerle ilgili haberlerde ve programlarda konuşanların dahi LGBTİ+ olmadığını ve bu kişilerin özne konumuna dahi getirilmediklerini söyledi.
Özellikle geçtiğimiz Nisan ayında tartışmalara neden olan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hutbesi sonrasındaki süreçte de basının kullandığı dilin Diyanet’i destekleyici nitelikte olduğunu ve bu tür haberlerin dolaşımda olduğunu ifade etti.